Перевод: со всех языков на русский

с русского на все языки

sıvı hava

См. также в других словарях:

  • radon — is., kim., Lat. Atom numarası 86, atom ağırlığı 222 olan, radyum tuzunun su ile işlenmesinden, hidrojen ve oksijenle karışım durumunda elde edilen, boru yardımıyla sıvı hava içinden geçirilerek karışımdan ayrılan radyoaktif element (simgesi Rn) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • basmak — e, ar 1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. C. Külebi 2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek 3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek Motor… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gazojen — is., Fr. gazogène Sıvı veya katı yakıtı hava, oksijen etkisiyle gazlaştırmaya yarayan araç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabarcık — is., ğı 1) İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik Bardağın içindeki maden suyu kabarcıklarının pıtır pıtır söndüğü bile duyuluyordu. H. Taner 2) Vücutta oluşan sivilce gibi küçük şişkinlik 3) Kabartı Köy, dağın ortasında, toprak kabarcıkları …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanal — is., Fr. canal 1) Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu Süveyş Kanalı. Panama Kanalı. 2) Telefon, telgraf, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat 3) Tahtanın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köpük — is., ğü 1) Sabun, deterjan vb.nin suda erimesinden oluşan beyaz kabarcık 2) Çalkanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını Kahve köpüğü. 3) Yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uçmak — 1. nsz, ar 1) Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu. S. F. Abasıyanık 2) Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yağmur — is. 1) Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 2) mec. Çok ve sık düşen,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»